21 – 24 Şubat tarihleri arasında geçen zamanı Çankırı’da dolu dolu geçiren gazeteciler hem TİGAD yeni yönetimini seçtiler, hem de; tabiri caizse dünyanın 8’nci harikası olma mesabesindeki coğrafya ile alakalı birçok deneyim ve tecrübe elde ettiler.

Gecesi ayrı, gündüzü ayrı güzellikler ve dolulukla geçen Çankırı günleri tarihe bir nottu aslında.

Bir şehrin tüm dinamikleriyle bir bütün olduğuna ilk kez şahit oldum dersem mübalağa yapmış sayılmam.

Olağanüstü nitelikte bir etkinlikti.

Emeği geçen herkesi ayakta alkışlamak gerek.

Kendisi de bir Çankırılı olan TİGAD Genel Başkan Yardımcısı Sayın Bayram Polat takdir ve tebriklerin en alasını hak etti.

Bir şehrin tüm dinamiklerinin dikkatlerini hassasiyetle kendi şehrindeki etkinliklere paydaş kılmak herkesin harcı olmasa gerek.

Devleti temsil noktasında Çankırı’nın tepe yöneticisi Vali Sayın Mustafa Fırat Taşolar’ın göstermiş olduğu incelik ve etkinliğin ikinci gününde kendi makam aracını bizzat kendisi kullanarak kaldığımız otelin kahvaltı salonunda sıradan bir vatandaş gibi sıraya girip açık büfeden kendi kahvaltısını alma nezaketi tarifi mümkün olmayan bir güzellikti.

Aynı şekilde Çankırı Belediye Başkanı Sayın İsmail Hakkı Esen’in basın mensuplarını karşılayıp ağırlaması, misafirleriyle bir bir ilgilenirken toplantılarını ikinci plana almasının yanı sıra 2. Dönem Belediye Başkanı olarak seçilmesi ve yaklaşık 6 yıla sığdırdığı çalışmalarını gururla anlatırken Çankırı’ya çok şeyler kazandırdığını gazetecilere fark ettirmesi muhteşemdi.

Aynı şekilde Çankırı Milletvekili Sayın Doç. Dr. Pelin Yılık hanımefendinin etkinliğin ikinci gününün hem sabahında hem de gecesinde Belediye Başkanı Sayın Esen ile birlikte Türkiye’nin en büyük Yaren Çadırında gazetecilerle vakit geçirip eğlencelerine ortak olması bizlerin hiç de alışık olmadığı şeylerdi.

Aynı zamanda Elazığlı olmasıyla gurur duyduğumuz gençlik yıllarımızda da milli meselelerin birçoğunda omuz omuza verdiğimiz Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Harun Çiftçi hocamızın göstermiş olduğu ilgi ve alakalarının yanı sıra bu kadar gazeteciyi bir arada görmüşken Çankırı Karatekin Üniversitesini nasıl tanıtırız yönünde yapmış oldukları hazırlıklar ve sunumlar tam bir profesyonellikti.

Şehri yönetenler yönettikleri şehrin hak ettiği yere gelmesi için o kadar güzel konsolide olmuşlardı ki…

Türkiye’nin dört bir yanından gelen gazetecilerin Çankırı izlenimlerini kendi sayfalarına taşımaları demek Çankırı’nın 81 vilayette tanıtımı demekti.

Onun için TİGAD gibi günler öncesinden hazırlıklar başlamış her kurum ya da aktörler kendi üzerlerine düşenleri hakkıyla yerine getirmişlerdi.

Milli Eğitim ve İl Kültür Müdürü TİGAD tarafından düzenlenen “Yeni Nesil Gazetecilik” paneline ev sahipliği yapmak için Güzel Sanatlar Lisesini açmışlardı.

Panel öncesi gezdirdikleri Selahattin İnal Güzel Sanatlar Lisesi ben dahil bütün meslektaşlarımızı abartısız büyülemişti.

Tümü öğrenciler ve öğretmenleri tarafından yapılan eserler muhteşem ötesiydi.

Çankırı’da yerin 150 metre derinliklerinde olan tuz mağarasını gezdik.

Aman Allah’ım!

TİGAD Genel Başkan Yardımcısı Sayın Bayram Polat ve Çankırı Yöneticileri sanki iş birliği yapmış ülkenin dört bir yanından gelen gazetecileri büyülemeyi hedeflemişlerdi.

Mağara yerin 150 metre derinliğinde 18 Bin metre genişliğinde idi.

Attığımız her adımda farklı yönlerden büyüleniyorduk.

Bayram Polat etkinlikte kendi şehrinin tanıtımı için her şeyi o kadar ince düşünmüştü ki; mağarada gezerken tuz şehrine dair bilmediklerimizi öğrenmemizi de yeğlemiş, sağlık İl müdürlüğünden gelen Doktor hanıma mağaranın bilinmeyen tüm terapi yönlerini anlatmasını sağlamıştı.

Astım ve koah başta olmak üzere birçok hastalık, gezerken tedavi ediliyormuş meğer bu yeraltında.

Çankırı’nın gizli hazinesi olan bu mağarayı tanıtan yalnız sağlık il müdürlüğü değildi.

Kültür İl Müdürlüğü tarafından görevlendirilen bir görevli de Milattan Önce bilmem kaç yıllarına dayanan tarihini anlatırken büyülemişti hepimizi.

Çankırı’nın 150 metre derinliğinde saklı hazinelerini keşfettikten sonra yer üstündeki zenginliklerini de tanıttılar.

Tarihi mekanların hepsinde bir kılavuz vardı ve hepsi de bizleri bilgilendirmek, Çankır’ının güzelliklerini tanıtmak için bizden dakikalarca önce o mekanlarda yerlerini almışlardı.

Taş Mescit ve Mevlevihane ile ilgili sunumunu Çankırı Karatekin Üniversitesi üstlenmişti.

İstiklal Yolunun en önemli güzergâhlarından birinin Çankırı olduğunu da, savaşta askerlere kağnısıyla cephane götürürken kardan yağmurdan cephaneler ıslanmasın diye çocuğunu sardığı battaniyeyi cephaneye saran Yağdıranın Emine’nin Çankırılı olduğunu da orada öğrendik.

Ya Yarenler…

Türkiye’nin en büyük Yaren Çadırının Kurulu olduğu Şabanözü İlçesinin Gürpınar Mahallesi’nde yarenlik kültürünü tanıdıkça yeniden büyülendik.

Çankırı Milletvekili aynı zamanda AK Parti Grup Başkan Vekili Sayın M.Emin Akbaşoğlu ve Gürpınar Yaren Meclisi Başağası Sayın Fatih Tezcan ta Ankara’dan gelerek bizlere yaren kardeşliğini anlatmışlardı çadırdaki akşam yemeğinde.

Çankırı Milletvekili Sayın Doç. Dr. Pelin Yılıklı bu akşam da gazetecilerleydi.

Sadece Milletvekilleri değil, Çankırı’nın birçok İlçe ve Belde Belediye Başkanlarının yanı sıra siyasi parti il başkanları da devasa yaren çadırında yaren geleneklerine göre gazetecileri ağırlayıp onlarla birlikte eğlendiler.

Bir şehrin tüm erklerinin bu şehri tüm dünyaya duyurmaya yemin etmişçesine ülkenin 110 gazetecisine Çankırı’yı tanıtmak için birbirleriyle yarışırcasına seferber olmaları her türlü takdirin üstünde idi.

Son gün Çerkeş İlçesine gittiğimizde İlçenin Belediye Başkanı AK Parti Genel Kongresine geç katılmayı göze alarak gazetecilerle kahvaltıda buluşup Çerkeş İlçesini dakikalarca anlatmış, İlçe Kaymakamı Sayın Emir Osman Bulgurlu da tarihi konaklardan birinde bir kahve içimi Çankırı’nın cemaziyel evvelinden günümüze kadar bütün süreci anlatarak Çankırı’nın tanıtımına katkı sunmuştu.

Dedim ya bir şehir üç günlük bir süreçte ancak bu kadar tek vücut olabilirdi, olmuşlardı.

Valisinden Belediye Başkanına, Rektöründen akademisyenine, bürokratından rehberine, esnafından sıradan vatandaşına herkes Çankırı’yı tanıtmak için 3 gününü gazetecilere ayırmıştı.

Her detayında farklı bir ayrıntı, her ayrıntısında farklı bir güzellik vardı.

Gittiğimiz müzelerde kültür müdürlüğünün görevlendirdiği görevliler, gezdiğimiz tarihi camilerde diyanet görevlileri, medreselerdeki vakıflara ait memurlar o kadar güzel anlatıyorlardı ki sahip oldukları güzellikleri anlatılır gibi değil.

Hele o tarihi konaktaki Radyo ve İletişim müzesindeki ambians ve hanımefendinin anlatımı, müzedeki tarihi iletişim cihazları ve Zeki Müren’in kullandığı mikrofon…

Yazının başında dedim ya TİGAD üyesi 110 Gazeteci Çankırı’ya çıkartma yaptı diye.

Aslında gazeteciler Çankırı’ya çıkartma yapmış olabilir ama Çankırılı erkler gazetecilere çok güzel eklemeler yaptılar.

Dolu dolu üç gün geçirdik İstiklal yolu Çankırı’da.

Çok güzel dostlar, meslek adına çok iyi kazanımlar elde ettik.

Yeni Nesil Gazetecilik adıyla yapılan panelin panelistlerinin tecrübelerini aktarmaları doyurucu Ulusal TV Genel yayın Yönetmeni Sayın M. İlker Yücel’in aktardıkları ve anlatımı muhteşemdi.

Gazeteciliğin bütün zorluk ve risklerini iliklerine kadar yaşayan Savaş Muhabiri genç meslektaşımız Sayın Mehmet Geçgel ve Kanal D Haber Muhabiri Sayın İbrahim Konar’ın yaşadıklarını video sunumuyla anlatmaları yeni nesil meslektaşlarımız adına çok önemliydi.

Kanal 7 ekranlarının sabah yüzü kıymetli kadın meslektaşımız Sayın Meryem Nas Mercan ve TRT Programcılarından Sayın Aynur Polat’ın devlet kanalı ile özel kanallar arasındaki yayın anlayışlarına açıklık getirmeleri anlamlıydı.

Etkinliğin en anlamlı aktörleri kuşkusuz TİGAD Genel Başkan Yardımcısı Sayın Bayram Polat ve Çankırı temsilcisi Sayın Sedat Öztürk idi.

Dolayısıyla kendilerini kalben ve yürekten kutluyorum.

Tabi ki TİGAD Genel Başkanı Sayın Okan Geçgel ve Kurucu Başkan Sayın İzzet Aydın’ı da ayrıca kutluyor yeni nesil gazetecilikte TİGAD’ın çok daha güzel çalışmalara imza atacaklarını umut ediyorum.