İbrahim ÇEÇEN IC Holding Yönetim Kurulu Başkanı
1969 senesinde yatılı bölge okulu inşaatı ile şahıs şirketi olarak başlayan iş yaşamımız, bugün yurtiçi ve yurtdışında çok sayıda şirket ve iştiraklerimiz ile inşaat, enerji, hava ve deniz limanı gibi altyapı işletmeciliği, turizm ve sanayi sektörlerinde sürmektedir.
Dünyanın önde gelen inşaat gruplarının hedefleyebileceği Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu gibi üst düzeyde mühendislik, yapılanma, finansman kurgusu ve işletmecilik becerilerini gerektiren bir projenin, IC Holding bünyesindeki şirketler tarafından gerçekleştirilmesi bizim için büyük bir gurur kaynağıdır. IC Holding bünyesindeki grupların yurt içerisinde inşaat ve işletmesini gerçekleştirdikleri İstanbul’un en büyük 5 yıldızlı otel ve kongre merkezi olan Bomonti Hilton, Antalya Havalimanı, Çeşme Marina gibi projeler bizlerin başarılarının örneklerinden bazılarıdır.
Yurtdışında ortaklarımız ile birlikte tamamladığımız Pulkova – St. Petersburg Havalimanı ve St. Petersburg Yüksek Hızlı Batı Çevreyolu Projesi, Rusya’nın son yıllarda ihale ettiği en büyük proje olmak ile birlikte mühendislik ve teknoloji olarak da sıra dışıdır. 1998 yılında Türkiye enerji sektörünün öncü temsilcilerinden biri olarak yola çıktık. Hidroelektrik santral projeleri geliştiren ve uygulan bir şirket olarak ilk adımı atılan bu yol, 2010’lu yıllar ile birlikte yeni bir seyir aldı.
2011 yılında Trakya Bölgesi elektrik dağıtım ve görevli tedarik şirketlerinin özelleştirme kapsamında devralınması ile elektrik enerjisi değer zincirinin tüm aşamalarını kapsayan bir yapıya ulaştık.
2014 yılında Cumhuriyet tarihinin en önemli özelleştirme işlemlerinden birini tamamladık ve toplam 1.050 MW kurulu gücü olan Yeniköy ve Kemerköy santrallerini devraldık. Bu santralleri besleyen maden sahalarının işletme hakkının da alınmasıyla 30 yıllık yakıt tedariki için yeterli rezervi temin ettik. Böylelikle de birincil enerji kaynaklarına doğru dikey entegrasyonu sağlamış olduk.
2015 yılında 140,6 MW’lık Bağıştaş Hidroelektrik Santrali’nin işletmeye girmesi ile yerli ve yenilenebilir kaynaklara dayalı büyüme stratejimiz açısından önemli bir ilerleme kaydettik.
Bugün itibariyla, 1.325 MW’lık kurulu güç, 6,4 milyar kWh’lık elektrik dağıtımı ve bunun da üzerinde bir perakende satış hacmi ile sektörün liderlerinden biri konumuna geldik. Bundan sonra da bu konumu güçlendirerek devam ettirmek, bunu yaparken de çevresel ve sosyal sorumluluk bilincini tüm faaliyetlerimiz ile bütünleştirmek temel amaçlarımız olacaktır.
46 yıllık ticari faaliyetlerimizi başarılı bir şekilde geliştirirken; sosyal sorumluluk projelerine de ayrı bir önem verdik. Şahsen hayatımın en önemli eseri ve projesi diyebileceğim, grubumuzun da iftihar ettiği Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’ni 2007 yılında tamamlayarak devletimize devrettik. Bu nedenle TBMM Başkanlık Divanı tarafından Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Milleti’ne eğitim, sağlık, spor, kültür ve sanat alanlarındaki katkılarımdan dolayı 5 Nisan 2007 tarihinde “Devlet Üstün Hizmet Ödülü” almaya ve 2012 yılında da Cumhurbaşkanımızın elinden Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi fahri doktora diploması almaya layık görüldüm.
Üniversitenin 14 binin üzerinde öğrencisi, güçlü akademik kadrosu ile doğum yerim olan Ağrı ilimizin ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimine katkısını görmek mutluluğumu daha da artırmaktadır.
1984 yılında şahsen vermeye başladığım eğitim burslarını daha kurumsal bir yapıya oturtmak amacıyla 2004 yılında vakfımızı kurdum. Vakfımız eğitim, sağlık, spor, kültür ve sanat konularında Türkiye’nin pek çok yerinde başarılı ve hayırlı hizmetlerini sürdürmektedir. Yaptırdığımız 5 ilköğretim okulunun yanı sıra, bu yıl ihtiyacı olan 2175 üniversite öğrencisine karşılıksız burs veren IC Vakfı, bugüne kadar 11.000’i aşkın bursiyerini mezun edip, faydalı birer birey olarak iş hayatına atılmalarının gururunu yaşamaktadır.
Bütün bu kazanımlar, bir başarı öyküsüdür, bu öykünün kahramanları da benim fedakâr, cefakâr mesai arkadaşlarımdır. Onlarla hep huzur içerisinde, birbirimize güvenerek, etik değerlerimize riayet ederek çalışıyoruz. Çalışanlarımızın, tedarikçilerimizin hak hukukuna saygılı oluyoruz. İşverenlerimize, kontratlarımıza sadık kalıyor, sözümüzün hep arkasında duruyoruz. Kaliteden, iş ve işçi güvenliğinden taviz vermedik, vermeyeceğiz. Oluşan çevre bilincine candan inanıyor, gereğini yapmaktan asla vazgeçmiyoruz.
Yıllar evvel bir sunum mesajımda “kuvvetli alt yapımız, uzmanlaşmış dinamik kadromuz ve çağdaş yönetim biçimimizle çok daha büyük projeler başaracağımıza ve ülkeye büyük tesisler kazandıracağımıza inancım sonsuzdur” demiştim, doğru yazmışım. Çünkü çalışma arkadaşlarıma çok güveniyor ve inanıyorum…