Kadın’ın toplum hafızasında ki yeri..

A Servet ASLAN

servet04@gmail.com

Kadın Annedir, kadın kız kardeştir, kadın eştir, kadın kız evladıdır, kısacası kadın sevginin ve her türlü güzelliklerin adıdır…

Okan GEÇGEL

Böyle bir girişle başlamışken, kadının toplumumuzdaki tanımı ve bu dünyadaki, yaşam serüveninde karşılaştıkları zorluklardan da kısaca bahsetmek istiyorum…

Üzülerek belirtmeliyim ki, son zamanlarda sıkça karşılaştığımız Kadına karşı şiddetin ulaştığı boyut ve ürkütücü sonuçlarının çok ama çok vahim olduğudur…

Elbetteki fiziksel şiddetin yanında. Ekonomik, sosyolojik ve psikolojik şiddetlerinde çok fazla olduğunuda belirtmekte fayda vardır…

Malumunuz her yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmaktadır. Her 8 Mart geldiğinde kadınlar hatırlanıyor ve Kadınların önemine vurgu yapılıyor. Ülkemizde hemen, hemen her gün bir kadın cinayeti veya kadına şiddetin haberleri ile irkilirken, sahteden kutlanan bir günün önemine dikkatleri çekmek istiyorum…

Taciz ve tecavüze maruz kalan, her türlü fiziksel veya sözlü baskıya uğrayan kadınlarımızın bir güne sığmayacak kadar sorunları ve problemleri var…

Hem yüce dinimizde, hem de Rahmet Peyganberi hz. Muhammed (sav) efendimizin sahih hadislerinde sıkça söz ettiği kadın ve kız çocuklarına karşı merhametli olun çıkışı kulaklara küpe edilmelidir…

Her zaman, her platformda kadını hedef tahtasına koyup, günah keçisi ilan etmek insanlığa sığmayan, çağ dışı ve barbar bir anlayışın ürünüdür…

Kadın ve Erkeğin eşit ortak oldukları bu yaşamda, her daim erkeğin haklı, kadının ise haksız gösterilmesi, eksik etek, kadındır işte veya benzeri yakıştırmalarla kadının dışlanması kabul edilir bir durum değildir…

Toplum hafızasının, sözde kültürel veya töresel anlayışlar ile meşkul edilmesi ve hafızalarda kadının ikinci planda bırakılma iç güdüsü bugünkü sonucu doğurmuş bilinç altı kadına karşı bilenmiştir…

Her olumsuzluğun müsebbibi olarak gösterilen kadınların, bir çok coğrafyada kendi doğurduğu erkek evladına karşı hesap verir pozisyona gelmesi dahi kadınlara karşı yapılan haksızlıkların birer örneği olarak karşımıza çıkmaktadır…

Kısacası toplumun artık kadın erkek eşitliğine amasız ve fakatsız riayet etmesi ve toplum hafızasının bu eşitlik temelinde resetlenmesi gerekir…

Son bir söz. “Umuyorum ki, bu 8 Mart toplumda yeni bir dirilişe neden olup ve artık kadınların tacize, tecavüze uğramadan, kadın cinayetleri ve kadına karşı şiddetin son bulmasıdır…”

Selam ve dua ile…